type='html'>
Cumhurbaşkanı Gül, yüksek yargıyı yeni dairelerle güçlendiren düzenlemeye onay verdi. Muhalefetin kaygılarını değerlendirdiğini belirten Cumhurbaşkanı, yargının önündeki inanılmaz iş yüküne son verilmesi için yasayı imzaladığını söyledi. 200 bin dosyanın zamanaşımı sınırında olduğuna dikkat çeken Gül, İzmir'deki testereli katilin tahliyesini hatırlattı: "Önüme böyle bir durum konuldu. Bu, devletin devlet olma özelliğinin bitişi demek."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Yargıtay ve Danıştay'ın iş yükünü azaltmak için yeni daireler kurulmasının yolunu açan 'yargı reformu'nu onayladı. Muhalefetin itiraz ettiği düzenlemeyi imzalamasına ilişkin gerekçeleri İran giderken uçakta bulunan gazetecilere açıklayan Gül, yüksek mahkemelerdeki dosya sayısının Avrupa'daki bütün yüksek mahkemelerin toplamından fazla olduğunu söyledi. 4-5 sene içinde Yargıtay'daki ceza dosyalarının 200 bininin daha zamanaşımına uğrayacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı, "Böylesine dehşet bir durum önüme konulduğu için yasayı onayladım." dedi. Kemal Türkler, Hizbullah ve İzmir'deki testereli ciayet davalarını hatırlatan Gül, yargıda reform yapılmaması halinde devletin devlet olma özelliğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İran'la ilişkiler, Mısır'da yaşanan gelişmeler ve dün sabah onayladığı yargı reformuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Gül, yargıda reform yapılmaması halinde 'devletin, devlet olma özelliğini' kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını belirtti. 'Adaletin tecellisinin daha fazla gecikmemesi' için yasayı onayladığını kaydeden Cumhurbaşkanı, "Adaletin hızlanmasına daha çok önem verdim." diye konuştu. Ancak yargıdaki iş yükünün hafiflemesi için bu düzenlemenin de yeterli olmayacağının altını çizdi. İstinaf mahkemelerinin de süratli bir şekilde çıkarılmasını istedi. "Zamanaşımı ne demektir? Herkesin yaptığı yanına kâr kalacak demektir. Bu, devletin devlet olma özelliğinin bitişi demek. Modern devletin kabul edeceği bir şey değil." ifadelerini kullanan Abdullah Gül, İzmir'deki 'testere cinayetini' örnek gösterdi: "Kızın başını testereyle kesen adam 6 yıl sonra tahliye oldu. Adama sorarlar; 6 senede bu davayı niye sonuçlandıramadın? Geciken adalet adalet değildir. Yargı reformuyla ilgili bazı kaygılar haklı olabilir, ancak bütün bunlar önüme konunca bu yönde karar verdim."
İran ziyaretiyle ilgili açıklamalar yapan Abdullah Gül, Türkiye'nin diplomatik alanda bu ülkeye verdiği desteğin, ticari anlamda karşılığını bulup bulamadığı yönündeki bir soruya, "İran bürokrasisi, ABD ambargosuna ihtiyaç bırakmıyor. İş yapmak, ticaret anlaşması imzalamak çok zor. Bunu İranlı muhataplarıma da söyleyeceğim." dedi. Türkiye'nin İran'la ekonomik yakınlaşmasını eleştiren Batılı ülkelere de cevap veren Gül, "Batı el altından farklı yollarla İran'la ticaret yapıyor. Biz niye yapmayalım? Zaten BM ambargosu nükleer alanla sınırlı." ifadelerini kullandı.
LİDERLERİN YAPAMADIĞI REFORMU HALK YAPIYOR , herkes nasibini alacak
Mısır'da yaşananları da değerlendiren Gül, bu ülkede halkın onurunun zedelendiğini ve öfkesinin sindirildiğini anlattı. Başkaldırının da bununla ilgili olduğunu ifade etti. Ortadoğu bölgesinde, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar derin bir değişimle karşı karşıya olunduğunu kaydederek, "Şimdi Mısır düzgün bir anayasal cumhuriyet olmalı. Süratle kabul edilebilir, adil, özgür ve yabancıların denetimine açık bir seçim gerçekleştirilmeli. Bu süreçten, Mısır halkı onurlu, devleti de güçlü çıkmalı. Bölgede güçlü bir Mısır'a ihtiyaç var." diye konuştu. Türkiye'nin bu süreçte oynayabileceği role ilişkinse şunları söyledi: "Türkiye, bölgeye ilham kaynağı oldu. Her ülkenin birbirinden öğreneceği şeyler var. Aslında Mısır, değişim için gerekli aydını, eliti ve her türlü gücü olan bir ülke. Şimdi bunları mobilize etmek çok önemli."
Gül, devrimin bölgeye etkisinin ne olacağı sorusu üzerine, gecikmiş de olsa Ortadoğu'nun köklü bir değişimden geçtiğini vurguladı. "Liderlerin yapamadığı reformu halk yapıyor." diyen Gül, "Bütün ülkeler Mısır'dan nasibini alacak. Herkes kıssadan hisse alır." öngörüsünde bulundu.
DVD korsan değildi, kamuoyunun hassasiyeti takdir edici
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, önceki gün Twitter mesajında 'The King's Speech (Zoraki Kral)' filmini eşi ile birlikte evinde izlediğini yazmıştı. Ancak ardından ilginç bir tartışma yaşandı. Filmin DVD'sinin henüz piyasaya sürülmediği belirtilerek, Gül'ün korsan sürümünü izlediği iddia edildi. Abdullah Gül'e söz konusu iddia da soruldu. "Herhangi bir şekilde yasal olmayan bir film bana verilmez." diyen Gül, "Bu konuda kamuoyunun hassasiyetinin kök bulması için bu kuralların tabii ki yerleş takdirle karşıladım. Kültür ve sanat faaliyetlerinin kök bulması için bu kuralların tabii ki yerleşmesi Türkiye'de çok doğrudur ve ben de zaman zaman konuşmalarımda söylerim." diye konuştu. Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürü Abdurrahman Çelik de, "Gül, filmin korsanını değil, TMC'den istettiği özel kopyasını izlemiştir." açıklamasını yaptı.


View the Original article

0 yorum: